Radyal Ne Demek Biyoloji?
Bazen, hayatın içinde kaybolduğumda, bir an durup bakıyorum ve etrafımda sadece bir kalabalık değil, bir sistem olduğunu fark ediyorum. Her şeyin bir amacı, bir anlamı varmış gibi hissediyorum. Her bir varlık, her bir hücre, her bir madde; hepsi birbirine bağlı. İşte, bu düşüncelerle kaybolduğum bir günde, Kayseri’nin o soğuk, gri sabahında, biyoloji dersinde “radyal” kelimesiyle tanıştım.
İlk Karşılaşma: Yeni Bir Kavram, Yeni Bir Duygu
Okulun başlamasına kısa bir süre vardı. Derslerimle boğulmuş, geleceği düşünmekten beynim yanıyordu. Bu dönemde, dünyaya dair her şey o kadar karmaşık görünüyordu ki, adeta yönümü kaybetmiş gibiydim. Tıpkı bir hücrenin içinde sıkışmış gibi. Fakat o sabah, biyoloji dersinde radyal simetriyi öğrendiğimizde, içimde bir şeyler değişti.
Ders başladığında öğretmenimiz, “Biyolojide bir organizmanın yapısal simetrisi, onun çevresiyle nasıl ilişki kurduğunu anlamamıza yardımcı olur,” dedi. O an, bu kelime hiç duymadığım kadar güzel bir şekilde havada yankılandı. “Radyal simetri,” dedi öğretmenim. Bir anlık sessizlik oldu. Herkes bilgisayar ekranlarına gözlerini dikmişti ama ben, o an, sadece bu kelimenin ve kavramın etrafında dönüp duran düşüncelerime kilitlendim.
Radyal Simetri: Her Şeyin Merkezine Yolculuk
Radyal simetri nedir? Hani, bir çiçeğin yaprakları nasıl düzenli bir şekilde etrafına yayılır, ya da bir deniz yıldızının kolları nasıl düzgün bir şekilde merkeze doğru uzanır, işte o. Etrafında birden çok simetrik parça vardır ama hepsi bir merkez etrafında dönüyordur. Sanki tüm evrenin bir yansıması gibi… O an, içimdeki kaybolmuş duygularla bir bağ kurdum. Hayatımda hep bir merkez arayışı vardı, sanki sürekli bir denge kurmaya çalışıyordum. İşte, radyal simetrinin bu kadar anlamlı gelmesinin nedeni de tam buydu. Her şeyin bir merkezi, bir düzeni olması gerektiğini düşünüyordum.
Kayseri’nin soğuk havası camdan içeri girmeye başlamıştı. Dışarıdaki gri hava, içimdeki duyguları daha da belirginleştiriyordu. Kafamda dönen düşünceleri bir kenara bırakıp, öğretmenimi dikkatlice dinlemeye başladım. Her şeyin merkezinde bir denge, bir düzen olduğunu kavramıştım. Belki de yaşam dediğimiz şey, tıpkı bir deniz yıldızı gibi, her şeyin merkezine doğru giden bir yolculuktu. Hangi yöne gidersek gidelim, her şeyin bir anlamı vardı.
Kaybolan Umut: Biyolojiyle Başlayan İçsel Yolculuk
Radyal simetriyi öğrenirken, bir yandan da kendi içsel yolculuğumda kayboluyordum. Hayatın her alanında bir merkez aradığımı fark ettim. Bir zamanlar, üniversiteye başlarken her şeyin düzenli olacağına inanmıştım. Fakat işler beklediğim gibi gitmiyordu. Duygularım, düşüncelerim, hayallerim… Her şey birbirine karışmıştı. Bir deniz yıldızı gibi, her yönüyle birbirinden farklıydı. Bir yönümde mutluluk, diğer yönümde ise kaybolmuşluk hissi vardı.
İşte, radyal simetriyi öğrenirken hissettiğim şey bu karışımdı. Her yönümde bir parçayla birleştim, ama hala bir merkezim yoktu. Belki de hayat, her şeyin bir merkez etrafında dönebildiği bir dengeyi bulmaktı. Umut ve hayal kırıklıkları arasında gidip gelirken, her şeyin bu kadar birbirine bağlı olduğuna inanmak zor geliyordu.
Radyal Bir Duygu: Hayatın Simetrisi
O gün, biyoloji dersinin sonlarına doğru öğretmenimiz, “Doğada her şeyin bir anlamı vardır,” dedi. “Radyal simetri, organizmaların çevreleriyle uyum içinde olmasını sağlar. Tıpkı bizler gibi… Bizler de yaşamın merkezine doğru ilerliyoruz,” diye devam etti. İşte o an, her şeyin yerine oturduğu bir anı yaşadım. Belki de biz insanlar, tıpkı doğadaki organizmalar gibi, merkezimizi bulmaya çalışıyorduk. Duygularımız, düşüncelerimiz, yaşadığımız anlar; hepsi birer parça, birer simetriydi.
Kayseri’nin o soğuk, gri sabahında, ben de hayatımın merkezini keşfetmeye başladım. Artık kaybolmuş hissetmiyordum. Evet, zaman zaman karamsarlıklar beni sardı, ama o radyal simetrinin bana verdiği umutla, her şeyin bir düzen içinde olduğunu fark ettim. Belki de her şeyin merkezi, kendi içimizdeydi ve biz onu bulmak için hayatta sürekli dönüp duruyorduk.
Kapanış: Simetrinin Gücü
Şimdi, o gün öğrendiğim radyal simetrinin anlamını daha iyi biliyorum. Her şeyin bir düzeni, bir merkezi var. Biz de bu düzenin parçasıyız. Biyoloji dersinin bana öğrettiği en önemli şey, her şeyin birbirine bağlı olduğu ve her parçasının bir amacının olduğuydı. Tıpkı bir çiçek gibi, yapraklarımız birbirinden farklı ama bir merkez etrafında dönüyor. Duygularımız, düşüncelerimiz, hayallerimiz… Hepsi bir düzen içinde bir araya geliyordu.
Ve belki de hayat, her yönüyle bu simetrinin bir parçasıdır.