Kendini Kanıtlama İhtiyacı Neden Olur?
Bugün yine kendimi sorgularken buldum. Hangi duyguyu daha önce hissettim, birine kendimi kanıtlama ihtiyacı duydum mu? Kayseri’deki o dar sokaklardan geçerken aklıma geldi, belki herkesin içinde bir yerde bu ihtiyaç vardır. Ama neden? Neden bazen hep daha fazlasını yapmak, başkalarına bir şeyler göstermek zorundaymışız gibi hissediyoruz? Kendimi kanıtlama ihtiyacı neden olur? İşte bu soruyu daha iyi anlayabilmek için birkaç anıma göz attım, geçmişi düşündüm.
Bir Hikaye Başlıyor: Kayseri’de Bir Sonbahar Akşamı
Her şey aslında bir sonbahar akşamı başladı. Kayseri’nin o soğuk akşamlarından biriydi. Üzerimden uzun zamandır atamadığım, belki de kendimi fazlasıyla güvende hissettiğim o ağır kabanı giymiştim. O kadar ağır geliyordu ki, sanki o an, tüm hayatımı yükleniyordum. Kafamda bir sürü düşünce vardı; başkalarının bana bakışları, onların düşünceleri, “Ben neyi başaramadım? Neden bu kadar çok çalışıyorum?” soruları. O an, yürürken içimde bir şeyler sızladı, karamsar bir düşünce başımı sardı: “Başaracak mıyım? Bir fark yaratacak mıyım?”
Bir arkadaşımın o gün bana söylediği bir şey vardı: “Ne olursa olsun, kendini kanıtlama ihtiyacı hissediyorsan, demek ki bir eksikliğin var.” O kadar basit bir cümle gibi gelmişti ki… Ama şimdi, tam o an, o cümleyle yüzleşmek zorundaydım. İçimde hissettiğim eksiklik, neydi? Hangi boşluğu doldurmaya çalışıyordum? Yavaşça yürürken, kendime sormaya başladım. Belki de bir tür değer arayışıydı bu, başkalarına kendimi kabul ettirme çabasıydı. Ama neden? Neden hep bu kadar çok istemeliyim?
“Herkesin Beklediği Başarı ve Benim Korkularım”
O gece, evime döndüğümde günlük yazarken şunları yazdım: “Kendimi kanıtlama ihtiyacı, bir tür korku. Korku, eksik olduğumuzu düşündüğümüz şeylerden. Başkalarının gözünde onay almak, onların takdirini kazanmak. Ama en derinlerdeki korku, ‘onlar beni nasıl görür?’ sorusuna bağlı.”
O anda fark ettim, belki de kendimi başkalarına kanıtlama ihtiyacı, sadece onların bakışlarına değil, içimdeki en derin kaygılara dayanıyordu. Kendi kendime: “Başarıyı gösterdikçe, belki ben de değerli hissederim” dedim. Ama bir yandan içimdeki o küçük ses “Peki ya hiç başarılı olamazsan?” diye fısıldıyordu. O an, kendimi kanıtlama ihtiyacımın aslında içsel bir güvensizlikten kaynaklandığını fark ettim. Bir başarı, bir ödül peşinde koşmak, bu kaygılarımı dindirecek miydi?
Bir Sınav ve Umut
Ertesi hafta bir sınavım vardı. Yine o bildik gerilim, her sayfada geçen dakika, her soruya odaklanma çabası. “Bu sefer gerçekten yapmalıyım. Ailem ne der, arkadaşlarım ne der?” diye düşünüyorum. Bu düşünceler kafamı sararken, birden bir şey fark ettim. Bütün bu yoğun düşüncelerimin hepsi, aslında kendimi kanıtlama ihtiyacımın bir parçasıydı. O an, sınavın ortasında, sadece kağıdı doldurmak yerine bir yandan da içimde bir hesaplaşma yapıyordum: “Gerçekten bu sınavda başarılı olursam, birilerini kanıtlamış mı olacağım? Yoksa sadece kendi içimdeki o boşluğu mu dolduracağım?”
O gün, sınavdan sonra biraz yürüyüşe çıktım. Birkaç adım sonra içimden bir şey değişti. Kendimi kanıtlama ihtiyacı duymam, aslında başkalarına değil, sadece kendime karşıydı. Ne zaman başkalarının onayını beklesem, aslında kendi güvensizliklerimi daha da büyütüyordum. O an, bir nebze de olsa rahatladım. Bazen, sadece yapmam gerekeni yapmak, başka hiçbir şeye odaklanmamak, bir insanın en güçlü hali olabilir.
Duyguların Ardındaki Gerçek
Kendimi kanıtlama ihtiyacım, aslında biraz da geçmişin izlerinden geliyor olabilir. Kayseri’de büyürken, ailemin ve çevremdeki insanların hep bir şeyleri başarmamı beklediğini hissederdim. Hep bir şeyler başarmalıydım ki değerli olduğumu gösterebileyim. Bu belki de, bir tür dışarıdan gelen baskıydı. Ama bazen de, kendi içimdeki boşlukla savaşmak için kendimi kanıtlama ihtiyacı hissediyorum. Geçmişteki hatalarımı, eksikliklerimi kabul etmek yerine, onları bir başarıyla örtmeye çalıştım.
Bugün artık daha fazla fark ediyorum ki, başarı bir onay almak değil, sadece kendimi yeterli hissetmekle ilgili. Evet, içimdeki boşluğu doldurmak zor ama en önemli şey, başkalarının gözünden bağımsız olarak, kendi değerimi bulabilmektir. Kendimi kanıtlama ihtiyacı, bazen başkaları tarafından sevildiğimi hissetmekten çok, kendi içimdeki korkuları yenme çabasımdır. Belki de hepimiz bu mücadeleyi veriyoruz.
Sonuç: Kendini Kanıtlama, Ama Öncelikle Kendine
Sonuç olarak, bir süre önce keşfettiğim gibi, kendimi kanıtlama ihtiyacı aslında bir tür güvensizlikten kaynaklanıyor. Ama bu güvensizliği sadece başkalarının onayını almakla değil, kendi içimdeki eksiklikleri kabul ederek ve sevdiklerimin gözünde değil, kendi gözümde değerli hissederek aşabilirim. İçimdeki korkulara rağmen, her gün bir adım daha atarak, bu yolculukta kendimi buluyorum. Kendi değerimi başkalarına kanıtlamaya çalışırken, aslında en çok kendime kanıtlıyorum.
Bazen, gerçek başarı başkalarının gözünde değil, kendi gözümüzdeki yansımalarda gizlidir. Kendini kanıtlama ihtiyacı, bazen sadece içsel bir yolculuğa çıkmak ve bir gün, o yolculukta gerçekten kim olduğunu fark etmektir.